Aşık Musa KÜREKÇİ Çorum İli, Osmancık İlçesi, Akören Köyü’nde 10 Ağustos 1927 yılında dünyaya gelir. Babasının adı Sadık, Anasının adı Hadik (Fatma) dir. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde köyümüzde çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşır. 1947 yılında İzmir’in Menemen ilçesinde askerlik vazifesini tamamlar. Aşık Musa daha gençlik yıllarından itibaren Allah vergisi şairliği, hazır cevaplılığı ve nüktedan kişiliği ile sevilen ve sayılan bir kişidir.
Aşık Musa Televizyonun ve radyonun bulunmadığı o dönemlerde,söylediği birbirinden güzel şiirler (kendi tabiriyle destanlar), kasideler, deyişler, taşlamalarla köy odalarının, helva sohbetlerinin ve köy düğünlerinin aranan kişisi haline gelir.
Aşık Musa’nın herhangi bir tahsili olmadığı halde yazmış olduğu birbirinden güzel şiirleri,deyişleri, koçaklamaları, mersiyeleri vs. çevre illerden de gelen talep üzerine Amasya,Samsun, Sinop, Kastamonu, Çankırı vs. on beş yirmi yıl boyunca dolaşır ve herkesin durumuna göre (eşi gidip dönmeyenlere, oğlu askere gidenlere, genç yaşta ölenlere, hastalık çekenlere vb.)şiirler, destanlar yazar ve bunları az bir ücret karşılığı satarak geçimini sağlar.
Daha sonraları kaval ve düdük (flüt) yapmayı öğrenir. Bundan sonra Aşık Musa, Kavalcı Musa olarak da anılmaya ve ünlenmeye başlar. Bir on beş yılda hem söyler hem de güzel kaval çalar. Hele bir koyunun suya indirilmesi kavalını çalınca dinleyenleri mest eder.
Aşık Musa 1989 yılında hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklara gider ve hacı olur. Hacdan geldikten birkaç yıl sonra Eşi Fatma teyze felç geçirip yatağa bağımlı olarak yaklaşık beş yıl yaşar. Aşık Musa yaşlı olmasına rağmen eşine bakar. Tahminen 2003 yılında eşi vefat eder. Eşinin ölümünden sonra O da rahatsızlanır ve 2005 yılında hakkın rahmetine kavuşur. Rabbim mekanını cennet eylesin.
Hacı Aşık Musa şimdiki tabirle bu kadar sanatçı ve şair kişiliğine rağmen çok zengin olmadı. Ömrü Fakirlikle geçti. Şimdiki gibi televizyon ve iletişimin bu kadar yaygın olmadığı bir dönemde yaşaması onun talihsizliğidir. Belki de çok meşhur bir söz yazarı veya kaval ustası olabilirdi. Söylediği deyişleri, şiirleri herhangi bir kitap veya yazıya aktarılmadığı için elimizde pek fazla done de bulunmamaktadır. Şu an elimizde kendi eliyle yazdığı bir defter ve bir kaset bulunmaktadır. Kasette orjinal değil ve bozuk bir haldedir.
Yazmış olduğum bu yazı ile ilgili hatalar veya eklenecek bir şeyler varsa lütfen bildirin. Ayrıca elinde Aşık Musaya ait kaset veya destan olanların e mail adresime, telefonla aramasını veya posta ile Hasan YALÇIN Güngören Vergi Dairesi Müdürlüğü Topkapı -Maltepe Cad. No:37 Bayrampaşa-İSTANBUL adresine göndermenizi rica ediyorum. e mail. hasanyalcin19@hotmail.com Tel: 0 212 612 59 00 dahili 146
ESERLERİNDEN BİR DEMET:

DÖN BABA NE OLUR

Sabahleyin kalkınca lambayı yaktım.
Ağlaya ağlaya yollara baktım.
Evde yavruları yalnız bıraktın
Eğlenme baba dön geriye ne olur.

Hazırlandı yemek nasıl ki yesem
Komşuda değilsin ki baba sende gel desem
Param yok ki elimde anama versem
Yeter artık baba dön geri ne olur

Uykum gelmiyor ki nasıl yatayım
Adresin yok ki mektup atayım.
Malımız yok ki pazarda satayım
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Uzayıp gidiyor bu nasıl yoldu
Ağladım gözlerim yaş ile doldu.
Baba sen gideli on beş yıl oldu
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Kim ne söylese ona kanıyom
Ateş düştü içerimde yanıyom
Gelen arabadan şimdi incek sanıyom
Yeter artık baba dön geri ne olur

Bir lokma gıdayı besmeleyle yuttun
Almanyayı Türkiyeden iyimi tuttun
Evde yavruları niçin unuttun
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Evimizin etrafı baktım ki taşlı
Serilmiş sofra yemekte başlı
Anneme baktım gözleri yaşlı
Yeter artık baba dön geri ne olur

Şu karşıda görünen sende dağmısın
Almanyada bacamısın bağmısın
Bir haber alamadık ölümüsün sağmısın
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Coşkun su gibi çağlayıp aktın
Sönmez ateşlerle sen bizi yaktın
Evde yavruları yalnız bıraktın
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Karşıda görünen şu yüce dağlar
Sararırda yaprak dökmez mi bağlar
Boynunu eğmiş yavrular ağlar
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Baba susayıp içip kanman mı
Aklına getirip bizi anman mı
Eller gibi sen sılaya dönmen mi
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Hayırlı bir ata olsa başımızda dururdu
Diktiğin meyveler hiç kalmadı kurudu
Yıkılacak evimizin ağaçları çürüdü
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Çorum vilayetim Osmancık kazam
Bu Musa değil mi destanı yazan
Hiç insaf yok mu baba uğrasan bazan
Yeter artık baba dön geri ne olur

Ne buyursan çıkmazdım sözünden
Ata evladını ayırır mı gözünden
Gurbete düştün yoksulluğun yüzünden
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Beş vakit namazda farz ile sünnet
Cihana yardımcı Allah Muhammet
Kapılıp şeytana etmesen minnet
Yeter artık baba dön geri ne olur

Erciyes dağında bende kar idim
Yağmur yağdı güneş vurdu eridim
Baba ekmeği yemedim değmen kurudum
Yeter artık baba dön geri ne olur

Her gün ağlarım bir gün gülemem
Elbisem eski bende gezemem
Evde kalsam ekmek bulamam
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Köyümüz iki yüz hane insanı çoğudu
Yakacağımız yok ki hava soğudu
Evimizden ayrıldığımda babam yoğudu
Gel eğlenme baba dön geri ne olur.

Elinde tüfek geziyor avcı
Davasında oturur hakim savcı
Uzatıp durma Musa Kavalcı
Ben babamı göremedim ağlarım.