• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Akören Köyüne Hoş Geldiniz!

GEZİ YORUM

GEZİ (YORUM)- 2  ANTALYA

 

Geçtiğimiz hafta sonu Antalya Manavgat Kızılağaç Köyü mevkiindeki Sılence Beach Otelde bir haftalık (25-31 Mart 2012) Çağdaş Yönetim Teknikleri konulu bir seminer  nedeniyle hem eğitim hemde gezme fırsatı buldum. Antalya’ya yine iki yıl önce başka bir seminer dolayısıyla gelmiştim. Yaklaşık üç yıldır değişik illerde eğitim  ve eğitici  seminerlerine katılıyorum. Bu sayede değişik yerler görmüş oluyorum.

                Memleketimiz gerçekten cennetten bir köşe,  Doğu bölgeleri karla, soğukla, çetin kış şartları ile mücadele ederken bir başka tarafı baharı çoktan karşılamış, her taraf yem yeşil, sıcaklık 20-22 derece dolaylarında hatta bazı arkadaşlar denize girdiler. Yaklaşık 15 yıldır dalından badem yememiştim. Side Antik Kentte gördüğüm badem ağaçlarının dalından badem topladım. Belki de bademler bizim oralarda yeni çiçek açmak üzerededirler. 

                Antalya’nın Alanya, Manavgat, Side, gibi değişik tarihi ve turistik mekanlarını gezdim.  Antalya’ya yolunuz düşerse Antalya merkezde bulunan Düden Şelalesi, Alanya Kalesi ve Damlataş Mağarası ( Damlataş Mağarası sarkıtlar ve dikitlerle ünlü bir mağara diye söylediler ama  Eğer Mağara görmek isterseniz  Tokat Ballıca Mağarası, Kırklareli Dupnisa Mağarası  Damlataş Mağarasından  daha güzel bence) Manavgat Şelalesi Side Antik Kenti gezmenizi tavsiye ederim.  Yine dalından portakal ve limon  toplamanızı, bu mevsimde çilekler çok güzel yol kenarlarında çok miktarda çilek satıcısı mevcut buralardan çilek alabilirsiniz. Bu arada bademi unutmayalım.

                Tabiki yeni yerler görmek çok güzel, yeni insanlar tanımak, onları dinlemek,izlemek hayata bir başka açıdan bakmanızı sağlıyor. Geçtiğimiz yıl bir Bosna gezisinde bir Boşnak müslümanın ‘Eğer Türkiye 90’lı yıllarda bu kadar güçlü olsaydı. Burada bir tek müslümanın burnu bile kanamazdı’ sözü beni çok etkilemişti. Yaşantımın belki de dönüm noktalarında biri olmuştu. Her yaptığım işte  sadece kendim için yaşamamam gerektiğini, müslümanın her işinde diğer müslümanları da düşünmesi gerektiğini öğrendim. Yine bu gezide Otele 2 günlüğüne  LÖSEV (Lösemili Çocuklar Vakfı)’in davetlisi olarak gelen 1100 hasta ve yakını, bunların bir kaçı ile tanışma ve konuşma fırsatımız oldu. Hayat hikayelerini dinledim. (balıkesirli Halil bey, Eskişehirli Dursun bey v.s )  Herkesin imtihanının farklı olduğunu, bir elli liranın ne kadar büyük işler yaptığını, bir insanın kalbini kazanmak istiyorsan zor zamanında yanında olmanın ne kadar önemli  olduğunu, o hastalığın pençesindeki pırıl pırıl, güzeller güzeli hayat dolu çocukları görmek, inanın anlatılacak duygular değil, boğazınız düğümleniyor, gözleriniz doluyor.  Ama hiçbiri halinden şikayetçi değil, hiçbirinin hükümet devirmek, sokağa dökülmek, ortalığı karıştırmak gibi bir niyeti yok. Hepsi devletine duacı.

                Hani hep deriz ya eğitim şart diye bu arada 12 yıllık zorunlu eğitim kanunu da yasalaşmak üzere. Nur topu gibi bir yasamız olur inşallah, 88 yıl sonra Kur’an-ı Kerim’in okullarda seçmelide olsa okutulacak olması beni ayrıca heyecanlandırıyor. Bilgili, inançlı, hep yeni bir şeyler üretme peşinde olan, kendini değil tüm insanlığı düşünen, geniş ufuklara yelken açan bir nesil yetişmesi en büyük arzumuz. Hepinizi saygıyla selamlarken yeni yerlerde buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun.                Hasan YALÇIN

  
3275 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın