• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Akören Köyüne Hoş Geldiniz!

FETİH RUHU

FETİH RUHUNUN YENİDEN CANLANMASI

 

Milletlerin hayatında mihenk kabul edilecek olaylar vardır. Kültürü,birikimi olmayan milletlerde bu türden olayların olması çok mümkün değilken, şanı, şerefi, yaptıkları,uygulamaları,diyergamlılığı, hasbiliği, adalet anlayışı,insan sevgisi gibi bir çok olayda dünyaya numune teşkil eden milletimizin tarihinde bu türden olaylar çok fazladır diyebiliriz.
İstanbul?un fethi, bildiğimiz anlamda klasik bir şehrin alınması olarak değerlendirilmemeli, o zamana kadar bir çok devlet tarafından kuşatılan stratejik bir bölge, bütün dünyanın nazarının üzerinde olduğu estetik bir şehir, asırlarca İslam devletlerinin ve Türklerin her zaman karşısında yer almış kışkırtıcı bir topluluk olarak görülmelidir.
Sultan II. Mehmet’in İstanbul’u fethetmesi salt bir askeri başarıyla izah edilemez. Olayın siyasi,diplomatik,karizmatik ve manevi boyutlarla desteklenen bir başarı olduğu düşünülmelidir. Daha önce yapılan kuşatmaları dikkatle inceleyen Sultan, eksiklikleri tespit etmiş, bu yönde yaptığı çalışmalarla kurduğu sağlam bir altyapıyla bu işe başlamıştır.
Öncelikle şehrin dış yardım almasını engellemiş, Edirne?de Şahi adlı güçlü toplar döktürmüş,Rumeli Hisarını imece usulüyle üç ay gibi bir sürede yaptırmış,Karamanoğulları Beyliğiyle saldırmazlık antlaşması imzalamış ve kuşatmaya Nisan ayının ilk haftası başlamıştır.
Öncelikle Bizansa eman verilerek teslim olması istenmiş, bunu yaparsa can ve mal güvenliği vadedilmiş fakat imparatorun red cevabı üzerine kuşatma başlamıştır.
Genç yaştaki Sultana bu fethi yaparken etrafındaki insanlardan kendisine olumsuz telkinde bulunan insanların da olduğu dikkate alınmalıdır. Bunun yanında onun ideallerini besleyen manevi yönden her zaman destek olan Akşemsettin’i de unutmamak gerekir.
Fethin hemen akabinde Sultanın İstanbul halkına can,mal,din emniyeti ve hürriyeti tanıması İslam inancı ve Türk idare kabiliyetinin inkişafının,hoşgörüsünün,insana verilen değerin en güzel numunelerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan bu uygulamanın Hak katında makbuliyyetine inanıyoruz. Bunun yanında halk nazarında ne kadar hüsn-ü kabul gördüğünü Bizans halkının ? Biz İstanbul?da Latin külahı görmektense, Türk sarığı görmeyi tercih ederiz.? Sözlerinde ne kadar isabetli düşündüklerini göstermesi bakımından zikretmekte faydalı görüyoruz.
Bir zamanlar dünya devletler dengesine yön veren, mazlumlara destek, zalimlere korku salan bu aziz milletin fertleri, son yüzyıllarda bir duraklama dönemine girmişse de bu dönemin uzun sürmeyeceği aşikardır. Ağacın dalları ne kadar budanırsa budansın kökün sağlamlığına olan inancımız ve yetişen yeni neslin şuurlu, inançlı,gayretli,kendi için yaşamayan, bazı değerleri uğruna kendini feda edebilecek birer mücahid olmaları ve dünyanın dört bir tarafında bu milletin gür sesini yeniden duyurmaya başlamaları en büyük ümit ve teselli kaynağımız olmaktadır. Çünkü asrımız gençlerinde bu ruhu görür gibi oluyorum. Zaten ruhsuz bir bedenin neye faydası olur ki?
Bir dönem at üstünde kılıçla yapılan toprak fetihlerinin yerini, günümüzde kalemle,irfanla yapılan gönül fetihlerinin aldığını unutmayarak. Kalbimizle, hissiyatımızla ve dualarımızla hep fetih erlerinin yanında olmak dileğiyle sözlerimi Arif Nihat Asya’nın şu mısralarıyla bitiriyorum. Sağlıcakla kalın.

HASAN YALÇIN

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini…
Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
…..

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın…
Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın ?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!


Yorumlar - Yorum Yaz