KONYA NOTLARI
GEZİ (YORUM)
Hani hep derler ya çok gezen mi bilir? Çok okuyan mı? Diye. Burada hep çok gezen bilir sözü galip gelir. Ancak gezeceğin yerleri gitmeden önce internetten yada kitaplardan bir iki araştırıp, tarihi, doğal güzellikleri, önemli yerleri vs. hakkında bilgi sahibi olunması daha da bilinçli bir gezinti yapmana vesile oluyor. Bu itibarla okuyarak gezen daha iyi bilir demek yerinde olsa gerek. Gezmek insanın ufkunu açıyor. Yeni yerler görüyor, yeni fkirler ediniyorsunuz. Mesela beni Bosna gezisinde en çok etkileyen Boşnak bir öğretmenin ‘Eğer Türkiye 90 ‘lı yıllarda bu günkü kadar güçlü olsaydı. Sırplar burada bir tane müslümana bile silah sıkamazlardı.’ Sözü yüreğimi yakan, beni günlerce düşündüren, hatta sorumluluk bilincimi bir daha gözden geçirmeme vesile olan bir sözdü. Yüreğime batan bir kurşun gibiydi. Sadece bu dünyada kendimiz için yaşadığımızı, başkalarını düşünmediğimizi, İslam’dan Müslümanlıktan, Kur’an’dan, Peygamberden bihaber olduğumuzu düşündüm. Kur’an’ın ifadesiyle ‘Mü’minler ancak kardeştir.’ Ayetindeki kardeşi, Peygamberimizin Müslümanları elin parmaklarına benzetmesini, biz bunların neresindeyiz diye düşündüm. …..
Neyse bazen duygu seli bizi alıp götürüyor. Konuyu fazla dağıttım affınıza sığınıyorum. Bu kardeşiniz geçtiğimiz ay sonunda iki haftalık bir seminer dolayısıyla Ankara’daydı. Seminerden fırsat buldukça önce Ankara’yı bir güzel gezdik. Yenilenen haliyle Hacı Bayram-ı Veli’yi ziyaret ettik. Sizlere de bir fırsatını bulup ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Gerçekten çok güzel bir çalışma yapılmış, Hacı Bayram-ı Veli çevresindeki o yakışıksız yerler tamamen yıkılmış, orası daha bir manevi havaya bürünmüş durumda. Hep İstanbul’da sloganlaşan bir ifade vardır reklam panolarında,üst geçitlerde ‘Büyükşehir Çalışıyor’ Ankara’da da Büyükşehirin çalıştığını görebiliyorsunuz. Yenilenen alanlar, gençlik parkı, caddeler,geçitler v.s.
Güneşli berrak ve hafif serin bir hava. Günlerden Pazar. Maliye misafirhanesinde televizyon başında günümüzü heba edeceğimize daha önce gitmediğimiz yerler görmek istedik ve bir günümüzü Konya’ya ayırdık, sabahın altısında Ulus’tan bindik hızlı trene. Müthiş bir şey. Hani rahmetli Özal hep derdi ‘Türkiye çağ atladı’ diye Belki bazılarınız yine politik bakıyor diyeceksiniz ama, nereden bakarsanız bakın. Türkiye’nin çağ atladığını göreceksiniz. Saatte 250 km hızla giden ve son derece konforlu, trende olduğunuzu bile anlamadan rahat ve huzurlu bir yolculuk yapıyorsunuz. Çayınızı kahvenizi yudumlayarak. Haa unutmadan hemen söyleyeyim de çaylar firmanın ikramı değil, paralı. Uçsuz bucaksız Cihanbeyli platosu, alabildiğine düz bir arazi, taş, ağaç, dağ, tepe görme şansın yok. Bir saat kırk dakikalık yolculuktan sonra Konya’dasınız.
Konya gerçekten güzel bir şehir, şu ana kadar Ülkemizde yaklaşık kırk vilayet dolaştım. Bunların içinde beni etkileyen İstanbul,Bursa,Edirne, Kastamonu,Amasya ve Konya oldu. Her yer tarih, Selçuklu ve Osmanlı mimarisi, Camiler, Köşkler,Saraylar,Çeşmeler hep ayakta sizi karşılıyor. Tabii Mevlana ayrı bir yere sahip, içerisi turist kaynıyor, bakıyorsun ziyaretçilerin yüzde doksanı yabancı. Alaaddin Tepesi ise gezi esnasında bir yarım saat ayırıp nefeslenmek, çayını yudumlamak için vazgeçilmez bir yer. Yine görmenizi tavsiye edeceğim Selimiye ve Aziziye Camileri, Şems-i Tebriz-i Camisi…… vs. onlarca tarihi eser. Meram bağları. Tabii ki Konya’ya gidip etli ekmek yemeden de dönülmezdi. Bizde öyle yaptık. Daha anlatacak çok şey var ama başınızı şişirmeyeyim. Yeni yerlerde buluşmak ümidiyle. Allaha emanet olun.
Hasan YALÇIN
Yorumlar - Yorum Yaz