• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Akören Köyüne Hoş Geldiniz!

Ünal Kalabalık

Vakıf ve Derneklerin Toplumdaki Yeri          

Sivil toplum örgütleri; Devletin resmi organları dışında, bağımsız olarak kar amacı gütmeden gönüllülük esasına dayalı, gelen bağış ve/veya üye aidatları ile ayakta kalan, yaptıkları çalışmalar ve faaliyetlerle insanları birbirine yaklaştırarak toplum yaşamına farklılık getirmektedir. Ayrıca dernek ve vakıflar toplum yaşantısı içinde devletin iş yükünü de azalttığı gözlenmektedir.

Vakıf ve derneklerden söz ederken kendi yöremizde vakıf, dernek kavramı nedir, nasıl başladı ve nasıl devam ettirildiği hakkında kısaca bahsedecek olursak; Osmancık ve Köylerinde dernek, vakıf kültürünün çok eski olduğunu Akören köyü tarihiyle alakalı yapmış olduğumuz araştırmalar esnasında gördük ki; Osmanlı arşiv kayıtlarına göre (Hicri 1216 ) miladi 1801 Yılında Akören Köyünde vakıf hizmeti veren vakıf insanlarından Hacı Mehmet Hasan karşımıza çıkıyor ve ondan sonra bu hizmeti devam ettiren oğulları Bekir, Mustafa ve kardeşleri Ömer, Osman’ın devam ettirdikleri arşiv kayıtlarından öğreniyoruz. Vakıf kavramının ve hizmetlerinin çok önceden mevcut olduğu ve nesilden nesile geçerek devam ettirildiği yukarıdaki örnekten de anlaşılmaktadır.

Son yıllarda tekrar vakıfta çalışmak ve yardımda bulunmak isteyen insanların sayılarının arttığını görüyoruz bu insanların gayretleriyle tekrar vakıflar dernekler kurulmaya başlanmış olup, yaklaşık olarak 30 bin nüfusa ve 54 köye sahip olan Osmancık ve köylerine ait olan büyük şehirlerde ( İstanbul, Ankara gibi)  ondan fazla kurulmuş dernek olduğunu ve kalıcı eserler yaptıklarını görüyoruz temennimiz sayının artması vakıf insanlarının çoğalmasıdır.

Toplumun gelişmesinde önemli yerleri olan bu sivil toplum kuruluşlarına herkesin elinden geldiğince yardımda bulunması önem arz etmektedir. İnancımızın bir parçası olan İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olan, malın en hayırlısı Allah yolunda harcanan; Allah yolunda harcananın da en hayırlısı halkın en çok ihtiyaç duyduğu şeyi karşılayandır. Düsturundan hareketle bugün vakıflar, dernekler karşımıza bazen acılı kederli, bazen sevinçli heyecanlı günlerimizde karşımıza çıkmaktadır.
                                                                     
04.06.2017

 Kalabalık




Nerden Çıktı Bu Anayasa Değişikliği            

Evet statüko kendine gizli gizli soruyor nerden çıktı bu halk oylaması kazanamayacaklarını bile bile istemeye istemeye kampanya düzenliyorlar. Aslında kendileri de çok iyi biliyorlar bu sistemin böyle gitmeyeceğini dillerinden düşürmedikleri demokrasi maalesef onları istemedikleri yerlere götürdü eski alışkanlıklarından bir türlü vaz geçemediler. Sandılar ki kapalı kapılar ardında aldığımız kararlara herkes uyar uyacak evet geçmişte yapmışlardı seçimle gelemedikleri yerlere statüko onları getirmişti bunun için ne diyordu Baykal bizim onay vermediğimiz hiçbir kanunu yapamazlar.

Evet aynen dediği gibi oldu yaşadık hep beraber 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmamalı olamaz olamaz diye haykırıyordu tamda dediği gibi e muhtırayla karşılık verildi halkın iradesinin önüne statüko dikilmiş azınlık çoğunluğu yönetmeye çalışıyordu ama ne bu halk eski halktı nede siyasi lider eskiler gibi şapkayı alıp gidenlerdendi e muhtıraya daha sert yanıt veriyor hatta bunlara amirin kim olduğunu bildiriyordu.

Evet halkın beklentisi yüksekti bunun da kendi iradesine iktidarına liderine sahip çıkarak gösteriyordu halktan kopuk yaşayanlar anlayamazlardı anlayamadılar da sistem tıkanmıştı bir anahtar lazımdı statüko Cumhuriyet mitinglerinde gel kilidi ben açarım anahtar benim gel diye diretirken esas anahtarın sahibini unutmuştu halk liderine benim irademe kimse kilit vuramaz bana gel diyordu lider de bunu yaptı kilidi sahibine açtırdı. Hatta artık bu tür sıkıntılar yaşanmasın diye yetkiyi halka yani sahibine teslim etti buda statüko için hiç iyi olmamış son kale düşmüştü Çankaya’nın kapıları sahibine açılmış bariyer kaldırılmıştı.

Evet statüko bu süreçte yine akıllanmamış 2014 Yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için kesinlikle bir araya gelmez denilen siyasi gruplar bir araya gelmiş millete dayatmada bulunuyordu yine ders alınmamıştı bütün bunlara rağmen yeni sistemle 2014 Yılında ilk Cumhurbaşkanını ilk turda %52 oyla seçmişti.

Evet artık Türk siyaseti yeni bir sistemle tanışmıştı ama alel acele türlü sıkıntılarla hazırlanan yeni sistemin ilk basamağı olan anayasa değişikliğinin tamamlanması gerekiyordu bunun için hazırlıklar arayışlar yapılırken birileri kan dökmeden sistemi değiştiremezsiniz diyordu tamda böyle oldu hainler darbe yapmaya kalktı 15 Temmuz hain darbe kalkışmasına da halk topyekûn karşı koymuş vatanına sahip çıkmıştı.

Evet statüko darbe kalkışması başkanlık tartışmalarını unutturdu diye düşünürken Devlet mesellerinin çözüm anahtarı Devlet ortaya çıktı ve bu sistem böyle gitmez yarım kalan anayasa değişikliğini tamamlayalım dedi dedi ama sistem değişikliğine sadece statüko karşı değil tüm Avrupa top yekûn karşımıza dikildi demokrasi insan hakları Avrupa değerleri yerlere serildi evet ne kadar doğru ve isabetli bir karar verildiğini bugün daha iyi anlıyoruz tıpkı İmam Şafii nin dediği gibi fitne zamanı Düşman oklarını takip edin, o sizi hak ehline götürür demişti aynen öyle oldu 16 Nisan halk oylaması sanki Avrupa’da yapılıyormuş gibi hayırcılara kapılarını sonuna kadar açıyorlardı aslında Erdoğan düşmanlığı üzerinden Türkiye’nin büyümesini gelişmesini istemediklerini itiraf etmeye başladılar bile ne yaparlarsa yapsınlar. İnananlar asla kaybetmez tıpkı Çanakkale’de Kurtuluş’ta 15 Temmuzda olduğu gibi bu millet asla esaret kabul etmez etmedi de. Yeniden Büyük Türkiye İçin evet.

01.04.2017       
 Kalabalık