• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Akören Köyüne Hoş Geldiniz!

DOMUZ GRİBİ (İSPANYOL GRİBİ)

 
DOMUZ GRİBİ (İSPANYOL GRİBİ)  

 

Son aylarda adından sıkça söz ettiren ve bir çok kişinin tanışma fırsatını yakaladığı bir hastalık. İlk olarak 1918 yılında görülmüş ve yaklaşık beş yüz milyon kişi bu hastalığa yakalanmış, bunlardan yaklaşık yüz milyonu hayatını kaybetmiştir. Son yıla kadarda böylesine kayda değer bir salgın yaşanmamıştır.

Ama Ülkemizde hastalıktan ziyade basının yangına körükle gidip dünyayı ayağa kaldırması, kendilerine malzeme haline getirmesi dikkat çekici. Acaba ilaç firmaları ile ortaklıkları mı  var diye düşünmeden edemiyor insan.  Öyle bir hale getirdiler ki sanki Ülkenin her tarafında veba salgını varmış gibi, herkes korkmaya başladı.   Eğer Türkiye’de özgürlük istiyoruz, insan hakları ihlali var diye bağırıp çağırıp, Avrupa bizden daha özgür diye çığırtkanlık yapanlar.  Acaba Avrupa’da olsalardı bu kadar fütursuzca yayın yapıp ortalığı ayağa kaldırabilirler miydi?

Birkaç gündür esnaflardan şikayetler gelmeye başladı. Basının bu denli yayını ihracatı azalttığını, hastalığa yakalanma endişesi ile Ukrayna’dan, İtalya’dan gelecek müşterilerinin ileri bir tarihe ertelediklerinden yakınıyorlar. İşte halimiz… acaba hangi hastanede kaç hasta var, kaçı öldü diye hastane hastane dolaşıp canlı yayın yapanlar kesinlikle  ülkesini düşünen insanlar değil. Bu kadar özgürlük bize göre değil. Böyle  her şeyin cılkını çıkarmada üstümüze yok maazallah.

Neyse bunları bir tarafa bırakalım. Hastalığa yakalanmamak için ne yapabiliriz. Son günlerde okullarda, kamu kuruluşlarında, toplu ulaşım araçlarında göze çarpan bir afiş var hepinizin malumu. Gripten korunma yolları diye. Hemen ilk başta ‘ellerinizi sık sık yıkayın.’ Bu sözü görünce hemen aklıma Peygamberimizin bir hadisi geldi. ''Sizden birinizin evinin önünden bir nehir aksa,ve günde beş kere yıkansa,bedeninde kir kalır mı?''diye soruyor. sahabelerde hayır kalmaz diye cevap veriyorlar.

Teşbih (benzetme), en iyi anlatım sanatlarından biridir. Bu yöntemle verilmek istenen mesaj daha net anlaşılabilmekte ve daha kalıcı olabilmektedir. Hz. Peygamber, beş vakit namazın maddî ve manevî önemini, bir nehirde her gün beş kez yıkanan birinin durumuna benzeterek anlatıyor. Nasıl ki günde beş kez yıkanan birinin üzerinde kir namına bir şey kalmazsa, günde beş vakit namazını düzenli bir şekilde kılan bir kimsenin üzerinde de günah namına bir şey kalmaz.Reçete 1400 yıl öncesinde yazılmış, sabah erkenden hastane kuyruğuna girmeye, muayene ve ilaç için bir çuval para vermeye  gerek yok.  Yeter ki reçeteyi iyi anlayıp her gün saatinde beş kere alalım. Reçetede günde beş kez almamız gereken ilacı, haftada bir veya yılda bir yada hiç almazsak.  Yakalanmadığımız hastalık kalmaz vesselam.    Rabbim maddi ve manevi bütün hastalıklarımıza acilen şifalar versin .    SELAM VE DUA İLE
Hasan YALÇIN 
 

Yorumlar - Yorum Yaz