• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Akören Köyüne Hoş Geldiniz!

GEZİ-YORUM 2013 -- EDİRNE
EDİRNE 2013


            İstanbul’un trafik karmaşasından, keşmekeşliğinden biraz uzaklaşmak istiyorum diyorsanız. Şöyle günübirlik gezip dönmek isterseniz.  size tavsiye edebileceğim en yakın ve gezip görmeye değecek şehir Edirne yada Bursa’dır. İkisi de Osmanlıya başkentlik yapmış, her karesi tarih kokan nadide şehirlerdendir Edirne.
            Şehre girerken yaklaşık beş altı kilometreden muhteşem görüntüsü ile Selimiye Camii sizi karşılıyor. Minareler öyle simetrik yapılmış ki dört olan minareyi bazı açılardan iki tane görüyorsunuz. Selimiye Camii Kanuni Sultan Süleymanın oğlu padişah 2. Selim tarafından 1568-1575 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırılmış, Ancak camii ibadete açılmadan 2. Selim vefat etmiştir. Camii kubbesi, minareleri, iç süslemeleri ile tam bir şaheserdir.
            Edirne de sadece Selimiye değil Eski Camii (ulu cami, cami-i atik), üç şerefeli camii, II. Beyazıt camii ve külliyesi, Gazi Mihal Camii,Muradiye Camii vs. onlarca camii bulunmakta olup, herbiri yaklaşık altı yüz yıldır  tarihe ve zamana meydan okurcasına dimdik ayaktalar.
            Edirne deyince sadece camiler değil Balkan Savaşlarındaki Şükrü Paşa’nın ve askerlerinin inanılmaz azmi, açlığa ve çaresizliğe karşı direnişleri, kahramanlıklarıda sizi derinden etkiliyor.  Bu gün yiyecek ve giyecek beğenmezken, o gün hiçbir şey kalmayıp askere unun içine kum katıp kumlu ekmek verdikleri, askerin tek öğün üzüm hoşafı ile geçen günü, yokluk, açlık ve düşmanla yapılan savaş…  Hiçbir şey kalmayıp ağaç kabuklarının yenmesine ne dersiniz. Bu gün ise ne acıdır ki  milyonlarca çöpe giden ekmek. O gün atalarımız yoklukla, bugün biz torunları çoklukla imtihandayız vesselam.
            Yine Edirne’de dikkatimi çeken iyi bir belediyecilik ve hizmetin olmayışı, Selimiye camii çevresinde bile çevre düzenlemesinden bahsetmek imkansız. Burada sadece idarecilerin  değil halkında sorumluluğu var. İyi bir tercih yapmadıkları aşikar. İnşallah uyanırlarda takım tutar gibi parti tutmaktan vazgeçerler.
            Neyse bir gün Edirne’ye yolunuz düşerse, camileri, kapalı çarşıyı (İstanbuldaki kadar büyük olmasa da), Bayezıt külliyesini, buçuktepe Şükrü Paşa Anıtını ve savaş müzesini, Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçini, Balkan şehitliklerini, Lozan anıtını görmeden,  Edirne ciğerini, satır köftesini, badem ezmesini yemeden, Meriç kenarında da güzel bir  çay içmeden dönmeyin. Sağlıcakla kalın. 
  
2103 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın